Oyun
Dün akşam festival kapsamında AKM'de oynanan aşağıdaki oyun ve eşsiz metni, Varoluşcu akım ve Nihilizmin birbirini aşan farklı boyutlarını bize getiriyordu.
Başkaldırının görünmez iktidarlara karşı duramayışı ve o yüzden de nasıl olupta hayat bulamadığı konusu, tarihsel izlerinden (ve bu günkü benzer örneklerinden) yeniden hatırlanırken; insan oğlunun zavallı hallerine çözüm yollarının da, ancak hangi ortak düşüncelerden nasıl geçip/geçemediği konusunda, hiç unutulamayacak tartışmaları çarpıcı bir şekilde yeniden gündeme taşıyordu.
Yönetmene, misafir oyuncularımıza ve tüm ekibe teşekkürler..
http://tiyatroda.blogspot.com/2008/05/caligula-ammtaz-taylan.html
29 Mayıs 2008 Perşembe
16 Mayıs 2008 Cuma
15 Mayıs 2008 Perşembe
Nietzsche
“Kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız:
önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz ?"
Dizeleriyle Nietzsche: http://siirlerden.blogspot.com/2008/06/nietzsche.html
önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsi
Dizeleriyle Nietzsche: http://siirlerden.blogspot.com/2008/06/nietzsche.html
14 Mayıs 2008 Çarşamba
Varoluşçu felsefe - Martin Heidegger
Haber
Oyun
Martin Heidegger'in varoluşçu felsefesi ile derinleştirilebilir bir oyunla karşı karşıyayız.
http://tiyatroda.blogspot.com/2008/05/striptiz-mrozek-i-km.html
İyi seyirler.
Oyun
Martin Heidegger'in varoluşçu felsefesi ile derinleştirilebilir bir oyunla karşı karşıyayız.
http://tiyatroda.blogspot.com/2008/05/striptiz-mrozek-i-km.html
İyi seyirler.
Etiketler:
Martin Heidegger,
Tiyatro,
Varoluşçu felsefe
12 Mayıs 2008 Pazartesi
Düşünür ve Sanatçılarla geçen bir hafta
Özet
Felsefe tarihine göndermelerle Deleuze ile başlayan dönüşümü, farklı düşünürlerin gözünden okuyup değerlendiren konuşmacılar sayesinde, kimimiz felsefeye doğru bir temel okuma pratiğine giriş yaparken, kimimizde çelişkileri ele alışlarıyla hem düşünürleri hem de sanatçıları verdikleri eserler zincirinde yeniden gözden geçirme fırsatı yakalamış oldu.
Biraz rahatlamak için belki şunları söyleyebilirim:
Hayatın biraz kasfetli yanlarına bulaşmadan edemeyen Batı felsefesi içerisinde yüzerken, yine doğuyla olan temasımızı yitirir gibi hissettik kendimizi. Vücut yerine beden kavramıyla soyutlamayı hissettiren ayrıştırıcı bakış açısının yarattığı parçalılık içinden bir türlü kurtulamayıp, hayatın bütünlüğüne karşı neredeyse yaşamaktan zevk almaktan kendimizi alıkoyan bir düşünceler silsilesiyle boğuşmadığım değil hani.
(Okullarda derme çatma verilen Tasavvuf felsefesiyle büyüyüp, yoğrulduğumdandır belki..)
Tabii kestirmeden konuyu bağlama niyetinde değilim ama yine de, kendime okuma zinciri inşa ederken, mecburen o yapılmaması gerekenlere sapıp, aşırı seçmeci davranabilirim.
İşte felsefeyi de bizde iyice zor kılan ve kenara iten bu indirgemeci tavırlarımlarıma alışkın olan, şartlanmış toplum insanı olmaktan öteye bir türlü geçemeyen ben .. ;
yine kendime başka gecikmeler yaratmış olacağımı er geç farkettiğimde iş işten çoktan geçmiş olsa da, zaman kaçacakmış gibi kovalamaktan kendimi bir türlü kurtaramıyor olacağım galiba ?..
Kaynaklara dalış öncesi bir liste
(çıkaracak olursak; kimler öne çıkar derseniz?)
Öncelikle Nietzsche atlanılamaz derim.
Sonra Sipinoza ile devam eder,
bu konferans dizisine tekrar gelebildiğimde de
zaten Deleuze ile yeniden işe başlamak gerektiğini farkederim.
Derken, Antonin Artaud ile belki sanata doğru bir sıçrama gerçekleştirmeye can atar ve
bu dizide adı geçen sanatçıları kendi içinde değerlendirmek mümkün olabilseydi;
sıralamasını meraklarım doğrultusunda yeniden yapar bulurdum kendimi..
Felsefe tarihi için adı geçebilecek (Descartes, Kant, Aristo, Hegel gibi) daha pek çok isim var tabii, onlar içinde yazılar arttıkça ara ara kavramlar dizininde gezmem gerekir derim.
Bilim felsefesi gibi merak ettiğim başka alt konulara da bir gün tekrar uğrayabilirsem, belki zaten Aristo'dan bu güne yeniden bir yolculuk yapmam mümkün olacağından, şimdilik burada durmayı yeğleyebilir, başka bir etkinliğe kadar bu konuyu rafa kaldırmamaya özen gösterir olmayı dilerim.
Felsefe tarihine göndermelerle Deleuze ile başlayan dönüşümü, farklı düşünürlerin gözünden okuyup değerlendiren konuşmacılar sayesinde, kimimiz felsefeye doğru bir temel okuma pratiğine giriş yaparken, kimimizde çelişkileri ele alışlarıyla hem düşünürleri hem de sanatçıları verdikleri eserler zincirinde yeniden gözden geçirme fırsatı yakalamış oldu.
Biraz rahatlamak için belki şunları söyleyebilirim:
Hayatın biraz kasfetli yanlarına bulaşmadan edemeyen Batı felsefesi içerisinde yüzerken, yine doğuyla olan temasımızı yitirir gibi hissettik kendimizi. Vücut yerine beden kavramıyla soyutlamayı hissettiren ayrıştırıcı bakış açısının yarattığı parçalılık içinden bir türlü kurtulamayıp, hayatın bütünlüğüne karşı neredeyse yaşamaktan zevk almaktan kendimizi alıkoyan bir düşünceler silsilesiyle boğuşmadığım değil hani.
(Okullarda derme çatma verilen Tasavvuf felsefesiyle büyüyüp, yoğrulduğumdandır belki..)
Tabii kestirmeden konuyu bağlama niyetinde değilim ama yine de, kendime okuma zinciri inşa ederken, mecburen o yapılmaması gerekenlere sapıp, aşırı seçmeci davranabilirim.
İşte felsefeyi de bizde iyice zor kılan ve kenara iten bu indirgemeci tavırlarımlarıma alışkın olan, şartlanmış toplum insanı olmaktan öteye bir türlü geçemeyen ben .. ;
yine kendime başka gecikmeler yaratmış olacağımı er geç farkettiğimde iş işten çoktan geçmiş olsa da, zaman kaçacakmış gibi kovalamaktan kendimi bir türlü kurtaramıyor olacağım galiba ?..
Kaynaklara dalış öncesi bir liste
(çıkaracak olursak; kimler öne çıkar derseniz?)
Öncelikle Nietzsche atlanılamaz derim.
Sonra Sipinoza ile devam eder,
bu konferans dizisine tekrar gelebildiğimde de
zaten Deleuze ile yeniden işe başlamak gerektiğini farkederim.
Derken, Antonin Artaud ile belki sanata doğru bir sıçrama gerçekleştirmeye can atar ve
bu dizide adı geçen sanatçıları kendi içinde değerlendirmek mümkün olabilseydi;
sıralamasını meraklarım doğrultusunda yeniden yapar bulurdum kendimi..
Felsefe tarihi için adı geçebilecek (Descartes, Kant, Aristo, Hegel gibi) daha pek çok isim var tabii, onlar içinde yazılar arttıkça ara ara kavramlar dizininde gezmem gerekir derim.
Bilim felsefesi gibi merak ettiğim başka alt konulara da bir gün tekrar uğrayabilirsem, belki zaten Aristo'dan bu güne yeniden bir yolculuk yapmam mümkün olacağından, şimdilik burada durmayı yeğleyebilir, başka bir etkinliğe kadar bu konuyu rafa kaldırmamaya özen gösterir olmayı dilerim.
Bir Beden ne Yapar? - Sipinoza - Ahmet Soysal
Konferans(lar)
Ulus Paker'e ithaf edilen konuşma
Bu metin hk.da ön açıklama:
Ahmet Soysal'ın (AS:) yorumları
ve aktarımları..
(D:Dinleyicilerin çeşitli ortak yorumlarıyla son konuşma metni)
..
(İlk yarım saati kaçırarak katıldığım konuşmada, henüz konuya giriş öncesi dinleyiciye verilen bir çerçeve içinde konuşmanın ön hazırlık aşamaları yeni bitiyordu.)
Deleuze: Bir vücut ne yapabilir?
Sipinoza: Hakikatın araştırılmasına yönelmiştir.
Nitelemeler: AS:Biraz Bukelemun gibi bir hali de var.
Araştırmalarının özelliği: Upuygun fikirler ile upuygun olmayan fikirler eksenli
2 öz nitelikten* (uzam ve tin) biri olarak sürekli vücut sorusuyla karşılaşıyor.
Bu ikili birbirlerine izin verdikleri kadar bazen paralel bazen de gerginlikler içinde (kapışarak) var olabiliyorlar.
* Tin=Akıl(tinin kipidir.)=Hakikat=Bilgi=Tanrının anlayışının sevgisi=3.tür bilgi
Uzam=Vücut (uzamın kipidir.)
Sonunda vücut tanrısal bilgiye emenet edilmiş gibi bir yere varıyor.
(D:Bir yandan bu konferanslardaki felsefik yaklaşım örneklerinde Hiristiyan öğretileri ve bakış
açısının yani "insanın doğuştan günahkarlığı hakkındaki" baskın yargıların hakimiyeti hep hissediliyorken, diğer yandan aklımıza bizde ki Tasavvufi düşünceden Hallaçi Mansur geliveriyor.)
Ethica 2.bölüm: Vücut temellendirilir..
İçkinlikte vüzudun statüsü ne? Alt derecede mi?
Vücut en üstte, ağırlık merkezinde ama bu yönelim değil, bir de gidiş var.
Hızlı gidişin ağırlık merkezini çökertmemesi lazım,
ağırlığında hıza engele olmaması tabii.
Hangisi olursa olsun bu öz nitelik kiplerinin (Uzamsal x Düşünsel) nedeni tanrıdır. (doğadır.)
Tanrının entellektüel aşkı : Ebediyet
Nasıl tasarlayacağız, Tanrıyı?
Uzamsal yada düşünsel kipleri belirleyen uzam veya düşünce olarak tasarlanmış Tanrı..
Bir vücut ne yapabilir? sorusunun başı da buradan başlıyor, işte.
Vücudun nedeni, düşünce düzlemi olan bir şey değil.
O zaman nasıl anlayacağız? Çünkü biz düşünce ile anlarız..
9.önerme
Vücudu belirlediği anda artık Tanrı sonsuz olmuyor.
Yani sonsuz olmadığı anda vücut beliriyor.
Tanrı fikrine vücut kısıtlama getirir.
Doğanın düzeni içinde vücut bir şey yapıyor. (!)
İnsan fikrinin araştıran nesnesi vücuttur.
Uzamın fiilen var olan belli bri kipi ve başka birşeyde değil.
Fikir var ama vücudun fikri:Fenemolojik, ampirik
19.önerme
İnsan zihni vücudu bilmez.
O, vücudu upuygunsuz algılar.
A.S.: Bilgiye yönelim ile Ethika'da vücut sorusu birleşiyor.
Duygulardan vücudun etkilenimlerini anlıyorum.
Duygu=Karma bir şey
Vücut var, bir de İde var.
İkisi birden ayrı değil.
Güç dereceleri var, inip çıkarak değişen..
Bu Deleuze'deki gitgelleri de açıklayabiliyor.
Eyleme güçleri değişkenliği hakim..
Eyleme gücü "Bir vücut ne yapabilir?" sorusunu aşıyor.
3.kitaptan sonra Eyleme gücü konusu başlıyor.
3.bölüm - 2.önerme
Ne vücut zihni düşünceyi belirleyebilir,
ne de zihin vücudun hareketini yada hareketselliğini yada eğer varsa herhangi birşeyini belirleyebilir.
Ünlü skoryumda "Vücut ne yapabilir?" deki ön yargıyı kırmaya çalışıyor.
Hiç kimse şmdiye kadar "Vücut ne yapabilir?" sorusunun yanıtını belirleyememiştir, öğretememiştir de..
Vücudun yapısı ve bütün işlevlerini belirleyecek kadar bilememiştir.
Vücut ve ruhun paralelliği..
Deleuze: Eyleme gücünden hareket ediyor..
Sipinoza: Daha çok vücutla ilgili..
Hayvanlar ve uyurgezerlerle ilgili ilginç örnekler yakalıyor.
Düşüncenin etkin olmadığı becerili eylemler..
En büyük eğlencesi böcekleri kapıştırması
A.S.: Onlarda tahmin edemediği bir şeyi görüyor.
Amprik düzelemdeyiz.
Pozitivist olarak Descartesçi çizgideyiz.
Acaba vücudun yapısının bir gün bilinmesi mümkün mü?
Ne yapabildiğini belirlemek saptamak mümkün olacak mı?
"Şöyle işleyerek, şunu yaptı?" denilebilecek mi?
Terslik yapmak için bu soruyu soruyor?
(Vücudun ansızın öne çıkarılması için.)
Zihnin eyleme gücü (?) ..
4.bölüm
Hakikate yömnelim belirlendikçe, Tanrının sevgisinin doruğa çıkışı ile vücut konusu kaybolsa da yine beliriveriyor. (2.bilme türü)
(3.bilme türü)
Zihin öyle yapabilir ki, .. (Berksoncu yaklaşım: imge: alıgılanılan nesnenin kendisi)
İmge fikri Tanrıya bağlanabilir. Bilme selameti var burada.
22.önerme
Tanrı da insan vücudunu ebediyet türünde ifade eden bir bilgi var.
Vücudun özünü kendiliğinden anlamlı kılan..
3.bölüm 2.önerme
Tekrar ansızın vücutla ilgili ..
29.önerme
Hiç bir şey kanıtlamıyor, sanki işkence yapıyor gibi..
5.kitap 39.önerme
Ne kadar eyleme muktedir bir vücut var ise, o kadar ebedi bir aklı vardır.
Vücudun bilmediğini söylediği iyi/kötü eylemlerine göndermeler..
Sonuç
Vücut yönetiyor aslında..
Ama aklımızı değil sadece..
Baskı kuruyor, bu da iyi bir şey.. Bizi ebedi yapıyor..
*
(Bundan sonra A.S konuşmasını tamamlayıp, sorulara zaman bıraktı..)
Ali Akay: Deleuze'e eleştirel yaklaşımla Ahmet Soysal'ın Sipinoza ve Ethica yorumlarını dinledik diyerek sorular beklenildi.. ve A.S. yanıtları..
Sorular Yanıtlar
1. Yetersizlik fikrinden toplum doğuyor. Bu bir çelişik değil mi?
Bu sorunsuz bir paralelizm değil. (Örnek: İbni Sina ve Farabi arasındaki gibi)
Çelişkiler var, anlama çabası bırakılmıyor.
Hegel Sipinoza hakkında hem över, hemde şurada saçmalıyor der.
Büyük düşünürlerde çelişki varsa, herhalde Onlar bunun farkında olmalılar.
Belli bir stratejileri vardır. Sipinoza çok irdelenmiştir!
Zaten Bilginin yönelimi de o 3.tür bilgiye gitmek zorundadır.
Vücut teması başta sert iken zamanla yumuşuyor.
Sona doğru acı acı bir kahkaha şeklinde geliyor. (Feci bir gülüş)
Toplumsal yapıda tinselin rolü önemli.
Çok fazla hayallere kapılmayalım, insan ne olduğunu bilsin.
Duygunun ağırlığının farkında olup, hayallere kapılmadan, bir toplum kurabiliriz.
2. Felsefe ve Matematik ilişkisi ?
Sipinoza Geometrici
Galileo ile başlayan devrin adamı ama stokastik (rasgele) bir dille yaklaşıyor.
Bazı matematikçilerin bile tanımadan önce yanından geçmeye korktukları biri.
"Casus mu acaba?" şeklinde sorular.. Tabii çok şey soruyor?..
Descartes (marjinal) Kartezyenci
Yüzme de bir bilme türü..
Sipinoza ağ (topolojik matematik ile) kuruyor, öyle ki kimi nereye düşüreceğini hesaplamış, kıvrımlar, uzam, hassas noktaları olan.. Sinek nereye düşer..
Sadece söyleceğini söylemek için.. Matematik ile çok uğraşmıyor..
İÇKİNLİK (FELSEFENİN ÖN KAVRAMLARI..)
Hakikatin araştırılması (Beckett'in en sevdiği konu)
Şaşırtıcı temel provakasyonlar
3. Benzetme : "Denizin salgaları yıkıma da sebep olabilir, ama ondan fayda da sağlanabilir."
Nietzsche : "Eylem kudretiniz ne, tüm bizi kedere bulamak isteyen iktidarlara karşı?"
Deleuze ikisi (Nietzsche ve Sipinoza) ile brişey yapabilmiş.
Ama birini alınca diğerini de almış olamazsın, bu putperestlik olur, Felsefe tarihine aykırıdır.
Hepsini ayrı ayrı okuyun.
4. Bedenin Tanrıyı sınırlaması, sonsuza giden parçalar, ilikiler..
Karşılaşmalar, Birleşimler ... Neşe ve Keder..
Olumsal (umut gibi) kavramlar dışarıda bırakılıyor..
Güç ilişkisi çıkıyor..
Marksist okumalarda mümkün tabii.
Sipinoza'nın Liberal, anarşist felsefenin önünü açtığı da söylenir..
Marksistlerde boşuna yanılsama içinde değiller..
Ama Atomistte değil, maddeci olur o zaman, ..
Descartes zamanında da o Atomistler var, öyle okumak yetmez.
Şaşırtıcı bir maddeciliği var.
5. Felsefe tarihinde Deleuze'e kadar hep aynı kavramlar karşımıza çıkıyor.
(Descartes, Kant, Aristo, Hegel'e kadar..)
Deleuze: "Felsefe kavramlar yaratmaktır."
Düşüncceleri Metafizik mi, Soyut mu kalıyor da bir yere varılamıyor?
Deleuze felsefeci, siyaset düşünürü değil, indirgeyemeyiz bu kadar..
Ama her düşünürün bir siyasi görüşü vardır!
..
6. Doğu dinlerinden etkilenmiş midir?
Arap dünyası ile ilişkiliymiş.
Kitaplığı var, çok okuyan biri..
Garip bir parıltısı, bilgi coşkusu var, mistik değil.
Matematik değilse nasıl bir bilgi diyeceksiniz.
Belki kısır döngü..
7. Deleuze intihar etmiş?
1/3 ciğerle yaşamış, sonunda dayanamamış aslında!..
Uzun bir maraton daha yine bitiverdi...
Saygılarımla,
Kaynaklar
"Geometri Yöntemine göre kanıtlanan ve beş bölümden meydana gelen etik) Sipinoza'nın temel yapıtıdır.
Frederich Hegel
İbn-i Sina
Friedrich Nietzsche
Sözlük
Tin=Akıl(tinin kipidir.)=Hakikat=Bilgi=Tanrının anlayışının sevgisi=3.tür bilgi
karşıtı
Uzam=Vücut (uzamın kipidir.)
Stokastik : Olasılıklı oyun, Rasgele
Formel disiplinler
- Mantık
- Matematik
Amprik bilimler
- Fiziksel bilimler (Fizik, Kimya, Astronomi vb.)
- Biyolojik bilimler (Zooloji, Botanik, Genetik vb.)
- Davranış bilimleri (Psikoloji, Sosyoloji, Ekonomi vb.)
Teori (Kuram)
Fenemoloji
Saygıyla anılanlar
Ulus Paker
Ulus Paker'e ithaf edilen konuşma
11 Mayıs, Pazar: 18.30
• "Sipinoza: Bir Beden ne Yapar?"
Konuşmacı: Ahmet Soysal
Ali Akay'ın konuşmasını ne yazık ki izleyememiştim. Belki bir dinleyici metni ya da kendi makalesi çıkarsa burada yayınlamak üzere beklentim sürecektir.Bu metin hk.da ön açıklama:
Ahmet Soysal'ın (AS:) yorumları
ve aktarımları..
(D:Dinleyicilerin çeşitli ortak yorumlarıyla son konuşma metni)
..
(İlk yarım saati kaçırarak katıldığım konuşmada, henüz konuya giriş öncesi dinleyiciye verilen bir çerçeve içinde konuşmanın ön hazırlık aşamaları yeni bitiyordu.)
Deleuze: Bir vücut ne yapabilir?
Sipinoza: Hakikatın araştırılmasına yönelmiştir.
Nitelemeler: AS:Biraz Bukelemun gibi bir hali de var.
Araştırmalarının özelliği: Upuygun fikirler ile upuygun olmayan fikirler eksenli
2 öz nitelikten* (uzam ve tin) biri olarak sürekli vücut sorusuyla karşılaşıyor.
Bu ikili birbirlerine izin verdikleri kadar bazen paralel bazen de gerginlikler içinde (kapışarak) var olabiliyorlar.
* Tin=Akıl(tinin kipidir.)=Hakikat=Bilgi=Tanrının anlayışının sevgisi=3.tür bilgi
Uzam=Vücut (uzamın kipidir.)
Sonunda vücut tanrısal bilgiye emenet edilmiş gibi bir yere varıyor.
(D:Bir yandan bu konferanslardaki felsefik yaklaşım örneklerinde Hiristiyan öğretileri ve bakış
açısının yani "insanın doğuştan günahkarlığı hakkındaki" baskın yargıların hakimiyeti hep hissediliyorken, diğer yandan aklımıza bizde ki Tasavvufi düşünceden Hallaçi Mansur geliveriyor.)
Ethica 2.bölüm: Vücut temellendirilir..
İçkinlikte vüzudun statüsü ne? Alt derecede mi?
Vücut en üstte, ağırlık merkezinde ama bu yönelim değil, bir de gidiş var.
Hızlı gidişin ağırlık merkezini çökertmemesi lazım,
ağırlığında hıza engele olmaması tabii.
Hangisi olursa olsun bu öz nitelik kiplerinin (Uzamsal x Düşünsel) nedeni tanrıdır. (doğadır.)
Tanrının entellektüel aşkı : Ebediyet
Nasıl tasarlayacağız, Tanrıyı?
Uzamsal yada düşünsel kipleri belirleyen uzam veya düşünce olarak tasarlanmış Tanrı..
Bir vücut ne yapabilir? sorusunun başı da buradan başlıyor, işte.
Vücudun nedeni, düşünce düzlemi olan bir şey değil.
O zaman nasıl anlayacağız? Çünkü biz düşünce ile anlarız..
9.önerme
Vücudu belirlediği anda artık Tanrı sonsuz olmuyor.
Yani sonsuz olmadığı anda vücut beliriyor.
Tanrı fikrine vücut kısıtlama getirir.
Doğanın düzeni içinde vücut bir şey yapıyor. (!)
İnsan fikrinin araştıran nesnesi vücuttur.
Uzamın fiilen var olan belli bri kipi ve başka birşeyde değil.
Fikir var ama vücudun fikri:Fenemolojik, ampirik
19.önerme
İnsan zihni vücudu bilmez.
O, vücudu upuygunsuz algılar.
A.S.: Bilgiye yönelim ile Ethika'da vücut sorusu birleşiyor.
Duygulardan vücudun etkilenimlerini anlıyorum.
Duygu=Karma bir şey
Vücut var, bir de İde var.
İkisi birden ayrı değil.
Güç dereceleri var, inip çıkarak değişen..
Bu Deleuze'deki gitgelleri de açıklayabiliyor.
Eyleme güçleri değişkenliği hakim..
Eyleme gücü "Bir vücut ne yapabilir?" sorusunu aşıyor.
3.kitaptan sonra Eyleme gücü konusu başlıyor.
3.bölüm - 2.önerme
Ne vücut zihni düşünceyi belirleyebilir,
ne de zihin vücudun hareketini yada hareketselliğini yada eğer varsa herhangi birşeyini belirleyebilir.
Ünlü skoryumda "Vücut ne yapabilir?" deki ön yargıyı kırmaya çalışıyor.
Hiç kimse şmdiye kadar "Vücut ne yapabilir?" sorusunun yanıtını belirleyememiştir, öğretememiştir de..
Vücudun yapısı ve bütün işlevlerini belirleyecek kadar bilememiştir.
Vücut ve ruhun paralelliği..
Deleuze: Eyleme gücünden hareket ediyor..
Sipinoza: Daha çok vücutla ilgili..
Hayvanlar ve uyurgezerlerle ilgili ilginç örnekler yakalıyor.
Düşüncenin etkin olmadığı becerili eylemler..
En büyük eğlencesi böcekleri kapıştırması
A.S.: Onlarda tahmin edemediği bir şeyi görüyor.
Amprik düzelemdeyiz.
Pozitivist olarak Descartesçi çizgideyiz.
Acaba vücudun yapısının bir gün bilinmesi mümkün mü?
Ne yapabildiğini belirlemek saptamak mümkün olacak mı?
"Şöyle işleyerek, şunu yaptı?" denilebilecek mi?
Terslik yapmak için bu soruyu soruyor?
(Vücudun ansızın öne çıkarılması için.)
Zihnin eyleme gücü (?) ..
4.bölüm
Hakikate yömnelim belirlendikçe, Tanrının sevgisinin doruğa çıkışı ile vücut konusu kaybolsa da yine beliriveriyor. (2.bilme türü)
(3.bilme türü)
Zihin öyle yapabilir ki, .. (Berksoncu yaklaşım: imge: alıgılanılan nesnenin kendisi)
İmge fikri Tanrıya bağlanabilir. Bilme selameti var burada.
22.önerme
Tanrı da insan vücudunu ebediyet türünde ifade eden bir bilgi var.
Vücudun özünü kendiliğinden anlamlı kılan..
3.bölüm 2.önerme
Tekrar ansızın vücutla ilgili ..
29.önerme
Hiç bir şey kanıtlamıyor, sanki işkence yapıyor gibi..
5.kitap 39.önerme
Ne kadar eyleme muktedir bir vücut var ise, o kadar ebedi bir aklı vardır.
Vücudun bilmediğini söylediği iyi/kötü eylemlerine göndermeler..
Sonuç
Vücut yönetiyor aslında..
Ama aklımızı değil sadece..
Baskı kuruyor, bu da iyi bir şey.. Bizi ebedi yapıyor..
*
(Bundan sonra A.S konuşmasını tamamlayıp, sorulara zaman bıraktı..)
Ali Akay: Deleuze'e eleştirel yaklaşımla Ahmet Soysal'ın Sipinoza ve Ethica yorumlarını dinledik diyerek sorular beklenildi.. ve A.S. yanıtları..
Sorular Yanıtlar
1. Yetersizlik fikrinden toplum doğuyor. Bu bir çelişik değil mi?
Bu sorunsuz bir paralelizm değil. (Örnek: İbni Sina ve Farabi arasındaki gibi)
Çelişkiler var, anlama çabası bırakılmıyor.
Hegel Sipinoza hakkında hem över, hemde şurada saçmalıyor der.
Büyük düşünürlerde çelişki varsa, herhalde Onlar bunun farkında olmalılar.
Belli bir stratejileri vardır. Sipinoza çok irdelenmiştir!
Zaten Bilginin yönelimi de o 3.tür bilgiye gitmek zorundadır.
Vücut teması başta sert iken zamanla yumuşuyor.
Sona doğru acı acı bir kahkaha şeklinde geliyor. (Feci bir gülüş)
Toplumsal yapıda tinselin rolü önemli.
Çok fazla hayallere kapılmayalım, insan ne olduğunu bilsin.
Duygunun ağırlığının farkında olup, hayallere kapılmadan, bir toplum kurabiliriz.
2. Felsefe ve Matematik ilişkisi ?
Sipinoza Geometrici
Galileo ile başlayan devrin adamı ama stokastik (rasgele) bir dille yaklaşıyor.
Bazı matematikçilerin bile tanımadan önce yanından geçmeye korktukları biri.
"Casus mu acaba?" şeklinde sorular.. Tabii çok şey soruyor?..
Descartes (marjinal) Kartezyenci
Yüzme de bir bilme türü..
Sipinoza ağ (topolojik matematik ile) kuruyor, öyle ki kimi nereye düşüreceğini hesaplamış, kıvrımlar, uzam, hassas noktaları olan.. Sinek nereye düşer..
Sadece söyleceğini söylemek için.. Matematik ile çok uğraşmıyor..
İÇKİNLİK (FELSEFENİN ÖN KAVRAMLARI..)
Hakikatin araştırılması (Beckett'in en sevdiği konu)
Şaşırtıcı temel provakasyonlar
3. Benzetme : "Denizin salgaları yıkıma da sebep olabilir, ama ondan fayda da sağlanabilir."
Nietzsche : "Eylem kudretiniz ne, tüm bizi kedere bulamak isteyen iktidarlara karşı?"
Deleuze ikisi (Nietzsche ve Sipinoza) ile brişey yapabilmiş.
Ama birini alınca diğerini de almış olamazsın, bu putperestlik olur, Felsefe tarihine aykırıdır.
Hepsini ayrı ayrı okuyun.
4. Bedenin Tanrıyı sınırlaması, sonsuza giden parçalar, ilikiler..
Karşılaşmalar, Birleşimler ... Neşe ve Keder..
Olumsal (umut gibi) kavramlar dışarıda bırakılıyor..
Güç ilişkisi çıkıyor..
Marksist okumalarda mümkün tabii.
Sipinoza'nın Liberal, anarşist felsefenin önünü açtığı da söylenir..
Marksistlerde boşuna yanılsama içinde değiller..
Ama Atomistte değil, maddeci olur o zaman, ..
Descartes zamanında da o Atomistler var, öyle okumak yetmez.
Şaşırtıcı bir maddeciliği var.
5. Felsefe tarihinde Deleuze'e kadar hep aynı kavramlar karşımıza çıkıyor.
(Descartes, Kant, Aristo, Hegel'e kadar..)
Deleuze: "Felsefe kavramlar yaratmaktır."
Düşüncceleri Metafizik mi, Soyut mu kalıyor da bir yere varılamıyor?
Deleuze felsefeci, siyaset düşünürü değil, indirgeyemeyiz bu kadar..
Ama her düşünürün bir siyasi görüşü vardır!
..
6. Doğu dinlerinden etkilenmiş midir?
Arap dünyası ile ilişkiliymiş.
Kitaplığı var, çok okuyan biri..
Garip bir parıltısı, bilgi coşkusu var, mistik değil.
Matematik değilse nasıl bir bilgi diyeceksiniz.
Belki kısır döngü..
7. Deleuze intihar etmiş?
1/3 ciğerle yaşamış, sonunda dayanamamış aslında!..
Uzun bir maraton daha yine bitiverdi...
Saygılarımla,
Kaynaklar
Baruch Sipinoza
Ethica Ordine Geometrico de Monstrata."Geometri Yöntemine göre kanıtlanan ve beş bölümden meydana gelen etik) Sipinoza'nın temel yapıtıdır.
René Descartes
Berkson's paradoxFrederich Hegel
İbn-i Sina
Farabi
GalileoFriedrich Nietzsche
Immanuel Kant
Ulus PakerSözlük
Tin=Akıl(tinin kipidir.)=Hakikat=Bilgi=Tanrının anlayışının sevgisi=3.tür bilgi
karşıtı
Uzam=Vücut (uzamın kipidir.)
Stokastik : Olasılıklı oyun, Rasgele
Formel disiplinler
- Mantık
- Matematik
Amprik bilimler
- Fiziksel bilimler (Fizik, Kimya, Astronomi vb.)
- Biyolojik bilimler (Zooloji, Botanik, Genetik vb.)
- Davranış bilimleri (Psikoloji, Sosyoloji, Ekonomi vb.)
Teori (Kuram)
Fenemoloji
Saygıyla anılanlar
Ulus Paker
11 Mayıs 2008 Pazar
Bedenlerin Dramatolojisi - Bene ve Shakespeare, David Lapoujade
Konferans(lar)
08 Mayıs Perşembe, 18.30
• "Bene ve Shakespeare : Bedenlerin Dramatolojisi"
Konuşmacı: Jean-Paul Manganaro
Tam izlenemeyip kacirilmis konusmanin, sadece kisitli bir zaman dilimindeki izlenimle edinilmis notlari (dis kaynaklardan gelebilecek notlarla) zamanda tamamlanmaya birakilmistir:
Bene tiyatrosu
Guc arayislari ve dramatik gerceklesmeler
Anne ile edinilmis gucler orneginde:
Napolyon (ve simdilerde Sarkozy?)
Cumhuriyet ve anne bezetmesi
Psikodramatik narkoz
Cocuklugun buyusunun tiyatro ile bagdastirilisi
Resmiyetler tiyatrosuna meydan okuyus.
Aktor tum zorluklar birligini denetleyerek, kendinin seyredilir hale getirir.
Elizabeth donemi..
Feminist yaklasim..
`Tarih elversilidir, erotizm aslinda zayifliklarin temsilidir.`
Sanat - Erotika estetik bir olgudur.
`Bizi cagiran kadinsi olandir, ama ben eminen degilim.`
`Tersine donmus olani degil, farkli oilani..`
Shakespeare
Othello
Kadinlarin hayalet olarak var kilinislari..
Disiligin eksikligi..
Kadin oyle sahnesel boyuta sahip degil,
sozlerin gorsel yorumuna indirgenmis durumda.
Oyuncu kendi isigi ile aydinlanmaktadir.
Son
Saheserleri (yeniden) izlemeyi de ihmal etmeyin..
Kaynaklar
Carmelo Bene
William Shakespeare
08 Mayıs Perşembe, 18.30
• "Bene ve Shakespeare : Bedenlerin Dramatolojisi"
Konuşmacı: Jean-Paul Manganaro
Tam izlenemeyip kacirilmis konusmanin, sadece kisitli bir zaman dilimindeki izlenimle edinilmis notlari (dis kaynaklardan gelebilecek notlarla) zamanda tamamlanmaya birakilmistir:
Bene tiyatrosu
Guc arayislari ve dramatik gerceklesmeler
Anne ile edinilmis gucler orneginde:
Napolyon (ve simdilerde Sarkozy?)
Cumhuriyet ve anne bezetmesi
Psikodramatik narkoz
Cocuklugun buyusunun tiyatro ile bagdastirilisi
Resmiyetler tiyatrosuna meydan okuyus.
Aktor tum zorluklar birligini denetleyerek, kendinin seyredilir hale getirir.
Elizabeth donemi..
Feminist yaklasim..
`Tarih elversilidir, erotizm aslinda zayifliklarin temsilidir.`
Sanat - Erotika estetik bir olgudur.
`Bizi cagiran kadinsi olandir, ama ben eminen degilim.`
`Tersine donmus olani degil, farkli oilani..`
Shakespeare
Othello
Kadinlarin hayalet olarak var kilinislari..
Disiligin eksikligi..
Kadin oyle sahnesel boyuta sahip degil,
sozlerin gorsel yorumuna indirgenmis durumda.
Oyuncu kendi isigi ile aydinlanmaktadir.
Son
Saheserleri (yeniden) izlemeyi de ihmal etmeyin..
Kaynaklar
Carmelo Bene
William Shakespeare
Etiketler:
Bedenlerin Dramatolojisi,
Bene,
David Lapoujade,
Shakespeare
Tahammül Edemeyen bu Beden - Samuel Beckett
Konferans(lar)
09 Mayıs Cuma, 18.30
• "Tahammül Edemeyen bu Beden"
Konuşmacı: David Lapoujade
1 saat gecikmeli katilsam da, unutmayacagim anlarin (paylasimlari) icinden alinan notlar oldu:
Tanri hk.da yorumlar:
Artaud kendi bedeninde Tanrinin saldirisina ugramisligindan soz ederken,
Samuel Beckett silik komik bir bedenden yola cikar ve sunlari soylemistir:
Metafizik yetersizlik izinden Tanri algilanmaya calisirken,
O`na `yaptiysa da onemsiz` yorumlu bir gozle bakiliyor.
Ornek fikra : Tanri ise dunyayi 7 gunde yaratmisken,
bir Terzinin pantolunu gunlerce dikemeyisi alaya alininca,
Terzi `bir su dunyanin haline bak, bir de diktigim pantolona..` diyor.
Yani dile ve harekete son verme cabalari gibi,
O`da bir nevi `alay nesnesi` kiliniyor..
O bir turlu bitmek bilmeyen
Bedenlerin ve Seslerin
en son asamasina gelebildigimizde
belki ..
(o an da cok uzakta gozukuyor..)
Samuel Beckett niye dayanamayan bedene variyor?
Tanri da yorulabilir.
O yaratti ise,
Biz de bu noktaya varmissak, .. ?
Peki, Tanri yaratmadan once ne yapiyordu?
Sanki, O`nun yorgun, bitis faaliyeti gibiyiz.
*
Hastalik hk.da yorumlar:
Delueze ve verdigi ornekleri, Klinik Sizofreniden ayri bir surec olarak ele alabiliriz.
Normal insan her turlu hastaliga sahiptir, deli ise sadece tek bir hastaliga..
Kendi patalojimizin sundugu olanaklari saglikli iken, belli bir ihtiyatla arastirabiliriz.
Biz ise sadece tahammul etme sinirinda kalabiliyoruz, cunku onu asarsak olum v.b. zorluklarla karsi karsiya kalabiliriz.
* *
Soru>
Dahil eden ayrismalar..
Organsiz beden, zamanin akis haline getirilmesiyle mi mumkun ?
Yanit>
Amprik zamandan hersey once ve sonraya gore ayrisir.
Anlatici (aktarici) mantiga gore calisir.
Organsiz beden de ise, bir zamansallik vardir ama amprik degildir,
Deluze ona askinlik der.
Ornek:
Tamamen lafta kalmiyorsak,
ayni anda her ikisi birden (asik ol/ma/ma) olanaksizdir.
Ancak sirayla gerceklesen siradan zaman dilimlerinde gecebilen ask hikayeleri ile aski biliriz.
Halbuki ayni anda her ikisi birden vardir bu yuzden de yasanabilirdir,
(boyle de olabilir),
(bu kavrayisla karsilastirilinca anlatimin nerelere varabiliyor olusu onu ilginclestiriyor!..)
Asik olus ve ondan vazgecis anlarinin sikismasi:
`Ayni zamanda farkli duygulanimlar..`
Ozel hikayelerden tamamen bagimsiz
her ikisinin de bir arada oluyor hali..
Marcel Proust `Kayip zamanin pesinde`
`Hayatimin 10 yilini tipime uygun olmayan biriyle gecirdim.
* * *
Bir olus tipolojisi:
Artik olmak..
Hala olmak..
Olmaya devam etmek..
Bu celiskilerin birarada varolmayi surdurmesi halinde,
Olayi kendi mantigi ile ele alirsak,
Celiski olmaktan cikacaktir.
Ama kronolojik zamanda ise celiski yeniden belirir,
cunku olaylar ayni anda gerceklesmemislerdir.
* * * *
Son
Sizleri simdilik
zamana birakabildigim bu kisa izdusumler ile
basbasa birakiyorum..
(Merak edenlere zevkle arastimalar icin onerilerim:)
Kaynaklar>
Samuel Beckett
Marcel Proust
09 Mayıs Cuma, 18.30
• "Tahammül Edemeyen bu Beden"
Konuşmacı: David Lapoujade
1 saat gecikmeli katilsam da, unutmayacagim anlarin (paylasimlari) icinden alinan notlar oldu:
Tanri hk.da yorumlar:
Artaud kendi bedeninde Tanrinin saldirisina ugramisligindan soz ederken,
Samuel Beckett silik komik bir bedenden yola cikar ve sunlari soylemistir:
Metafizik yetersizlik izinden Tanri algilanmaya calisirken,
O`na `yaptiysa da onemsiz` yorumlu bir gozle bakiliyor.
Ornek fikra : Tanri ise dunyayi 7 gunde yaratmisken,
bir Terzinin pantolunu gunlerce dikemeyisi alaya alininca,
Terzi `bir su dunyanin haline bak, bir de diktigim pantolona..` diyor.
Yani dile ve harekete son verme cabalari gibi,
O`da bir nevi `alay nesnesi` kiliniyor..
O bir turlu bitmek bilmeyen
Bedenlerin ve Seslerin
en son asamasina gelebildigimizde
belki ..
(o an da cok uzakta gozukuyor..)
Samuel Beckett niye dayanamayan bedene variyor?
Tanri da yorulabilir.
O yaratti ise,
Biz de bu noktaya varmissak, .. ?
Peki, Tanri yaratmadan once ne yapiyordu?
Sanki, O`nun yorgun, bitis faaliyeti gibiyiz.
*
Hastalik hk.da yorumlar:
Delueze ve verdigi ornekleri, Klinik Sizofreniden ayri bir surec olarak ele alabiliriz.
Normal insan her turlu hastaliga sahiptir, deli ise sadece tek bir hastaliga..
Kendi patalojimizin sundugu olanaklari saglikli iken, belli bir ihtiyatla arastirabiliriz.
Biz ise sadece tahammul etme sinirinda kalabiliyoruz, cunku onu asarsak olum v.b. zorluklarla karsi karsiya kalabiliriz.
* *
Soru>
Dahil eden ayrismalar..
Organsiz beden, zamanin akis haline getirilmesiyle mi mumkun ?
Yanit>
Amprik zamandan hersey once ve sonraya gore ayrisir.
Anlatici (aktarici) mantiga gore calisir.
Organsiz beden de ise, bir zamansallik vardir ama amprik degildir,
Deluze ona askinlik der.
Ornek:
Tamamen lafta kalmiyorsak,
ayni anda her ikisi birden (asik ol/ma/ma) olanaksizdir.
Ancak sirayla gerceklesen siradan zaman dilimlerinde gecebilen ask hikayeleri ile aski biliriz.
Halbuki ayni anda her ikisi birden vardir bu yuzden de yasanabilirdir,
(boyle de olabilir),
(bu kavrayisla karsilastirilinca anlatimin nerelere varabiliyor olusu onu ilginclestiriyor!..)
Asik olus ve ondan vazgecis anlarinin sikismasi:
`Ayni zamanda farkli duygulanimlar..`
Ozel hikayelerden tamamen bagimsiz
her ikisinin de bir arada oluyor hali..
Marcel Proust `Kayip zamanin pesinde`
`Hayatimin 10 yilini tipime uygun olmayan biriyle gecirdim.
* * *
Bir olus tipolojisi:
Artik olmak..
Hala olmak..
Olmaya devam etmek..
Bu celiskilerin birarada varolmayi surdurmesi halinde,
Olayi kendi mantigi ile ele alirsak,
Celiski olmaktan cikacaktir.
Ama kronolojik zamanda ise celiski yeniden belirir,
cunku olaylar ayni anda gerceklesmemislerdir.
* * * *
Son
Sizleri simdilik
zamana birakabildigim bu kisa izdusumler ile
basbasa birakiyorum..
(Merak edenlere zevkle arastimalar icin onerilerim:)
Kaynaklar>
Samuel Beckett
Marcel Proust
Etiketler:
Aksanat,
Antonin Artaud-Fransa,
Ask,
Beden,
David Lapoujade,
Gilles Deleuze,
Konferans,
Samuel Beckett,
Tahammül
8 Mayıs 2008 Perşembe
Deleuze'un Artaud'su - Antonin Artaud - David Lapoujade
Konferans(lar)
07 Mayıs Çarşamba, 18.30
• "Deleuze'un Artaud'su"
Konuşmacı: David Lapoujade
1960-70'li yılların Fransız felsefesinden esintiler icinde bir yolculuga hazir misiniz?..
Antonin Artaud felsefeyi sorgulamıştır,
onunla felsefedeki kenar noktaların merkeze kaydığı görülür.
Bu arada bilmeyenler için, Antonin Artaud'un şizofren olduğunu belirtelim.
(Çılgınlığına paralel eserleri.. merak uyandırıyor değil mi?.. )
Eşsiz güzelliğe sahip (siyasi, şairane, düşünsel) eserler yaratmıştır.
Peki eser nereden başlıyor? .. Çılgınlık nerede duruyor? ..
Anlam ne şekilde bölünüp, dağıtılıyor? ..
Yoksa, mantıksızığın ve sessizliğin sınırında mı? ..
*
O, 3 farklı açıdan Gilles Deleuze hakkında değerlendirmelerde bulunmuştur:
Bu konuşmanin metnine yakaladığımız kavramlar üzerinden giriş yapalım:
1-
Farklılık, tekrarlama
2-
Mantık, Anlam ve anlmasızlık,
Elek beden, Dühul olma, Şizofrenik beden, Organsız beden,
Duyu dili, Eklemsiz dil,
Antiyotip
Organizma
3-
Arzunun içkinleştirilme planı
Bu 3`lu kısmı şimdilik hızlıca geçtik,
diğer merakları giderelim,
sonra (?: #1 nolu-eklerimizle .. ) buraya döneriz.
* *
Konuşma İçinden Seçme Bazı İfadeler:
Saflığa doğru hareket eden, oluşmakta olan beden..
Düşünmek yaratmaktır, ama yaratmak öncelikle düşünmektir.
Düşünce her zaman mevcut olan bir kadına benzetilemez.
En çok düşünmemi sağlayan, henüz düşünmemişliğimdir.
Sınırlarımıza ulaşınca, herşey mümkün hale gelir.
Bedenin örgütlü organizmal yapısını yok sayıp, tek başınalığı üzerine yoğunlaşmak gerekir.
Arzu eden makinalar..
* * *
Sorular üzerine gelen yanıtlardan seçme bazı ifadeler:
..
Vahşi paranoya her türlü arzuyu yok edebilir.
Katotonik hareketsizlik
Bu kisima da sonra (?: #2 nolu-eklerimizle .. ) buraya döneriz.
* * *
Kaynaklar: (Düşünür, Filozof, Sanatçı)
Samuel Beckett
Friedrich Nietzsche
Jacques Derrida
Gilles Deleuze
Michel Foucault
Baruh Sipinoza
Gérard de Nerval
Dionisos
..
(İsimlerdeki hatalar henüz düzenlenmemiştir.)
(
Jack Riveler
Nerval
Rusel
Louis Carodla
Apollo
Kuali
)
* * *
Kitaplar:
Deleuze makaleleri, 2 cilt, Bağlam`dan cikacak!
Alice Harikalar Diyarı
* * * *
İlgili olabilecek teoriler:
Feminist teori
07 Mayıs Çarşamba, 18.30
• "Deleuze'un Artaud'su"
Konuşmacı: David Lapoujade
1960-70'li yılların Fransız felsefesinden esintiler icinde bir yolculuga hazir misiniz?..
Antonin Artaud felsefeyi sorgulamıştır,
onunla felsefedeki kenar noktaların merkeze kaydığı görülür.
Bu arada bilmeyenler için, Antonin Artaud'un şizofren olduğunu belirtelim.
(Çılgınlığına paralel eserleri.. merak uyandırıyor değil mi?.. )
Eşsiz güzelliğe sahip (siyasi, şairane, düşünsel) eserler yaratmıştır.
Peki eser nereden başlıyor? .. Çılgınlık nerede duruyor? ..
Anlam ne şekilde bölünüp, dağıtılıyor? ..
Yoksa, mantıksızığın ve sessizliğin sınırında mı? ..
*
O, 3 farklı açıdan Gilles Deleuze hakkında değerlendirmelerde bulunmuştur:
Bu konuşmanin metnine yakaladığımız kavramlar üzerinden giriş yapalım:
1-
Farklılık, tekrarlama
2-
Mantık, Anlam ve anlmasızlık,
Elek beden, Dühul olma, Şizofrenik beden, Organsız beden,
Duyu dili, Eklemsiz dil,
Antiyotip
Organizma
3-
Arzunun içkinleştirilme planı
Bu 3`lu kısmı şimdilik hızlıca geçtik,
diğer merakları giderelim,
sonra (?: #1 nolu-eklerimizle .. ) buraya döneriz.
* *
Konuşma İçinden Seçme Bazı İfadeler:
Saflığa doğru hareket eden, oluşmakta olan beden..
Düşünmek yaratmaktır, ama yaratmak öncelikle düşünmektir.
Düşünce her zaman mevcut olan bir kadına benzetilemez.
En çok düşünmemi sağlayan, henüz düşünmemişliğimdir.
Sınırlarımıza ulaşınca, herşey mümkün hale gelir.
Bedenin örgütlü organizmal yapısını yok sayıp, tek başınalığı üzerine yoğunlaşmak gerekir.
Arzu eden makinalar..
* * *
Sorular üzerine gelen yanıtlardan seçme bazı ifadeler:
..
Vahşi paranoya her türlü arzuyu yok edebilir.
Katotonik hareketsizlik
Bu kisima da sonra (?: #2 nolu-eklerimizle .. ) buraya döneriz.
* * *
Kaynaklar: (Düşünür, Filozof, Sanatçı)
Samuel Beckett
Friedrich Nietzsche
Jacques Derrida
Gilles Deleuze
Michel Foucault
Baruh Sipinoza
Gérard de Nerval
Dionisos
..
(İsimlerdeki hatalar henüz düzenlenmemiştir.)
(
Jack Riveler
Nerval
Rusel
Louis Carodla
Apollo
Kuali
)
* * *
Kitaplar:
Deleuze makaleleri, 2 cilt, Bağlam`dan cikacak!
Alice Harikalar Diyarı
* * * *
İlgili olabilecek teoriler:
Feminist teori
Etiketler:
Antonin Artaud-Fransa,
Beden,
Gilles Deleuze
7 Mayıs 2008 Çarşamba
Başlarken - Beden - Gilles Deleuze
Konferanslar
Aksanat
Beden ile buradan ilk yola koyuluşumuz, Aksanat etkinlikleri parelelindeki bu konuşma dizisiyle birlikte gerçekleşmeye başlıyor..
Atlanmış olduğu sanılmaması gereken bir alanı (felsefe) var etmeye çalışmak bize düşmezdi tabi, ama görünen o ki; bir çok felsefeci (kısmen bizim gibi) farklı alanlara dağılmış her halde..
http://cumhurkocalar-dans.blogspot.com/2008/05/bedene-bak-yaklamlar-ve-sanatlar-gilles.html
Konuşma metinlerini dinlerken aldığım notları, zaman zaman benzer yaşamlarımızdan da esinlenerek elimde olmadan, biraz da yorum katarak sizlere ulaştırmaya çalışacağım.
Bu metinler ancak burada, yani kendi (felsefe) yuvalarında canlılık kazanabilecek kadar güç toplayabilirler, o yüzden duyarlı bir zaman ve mekan kavramı içinde hep yeniden ele alınmak üzere onlara burada nefes verilmeye çalışılacaklardır.
Her ne kadar beden konusundaki tüm metaforlar ve tartışmalar, çağdaş dans alanı(mız) ile yoğun bir şekilde paylaşır olsa da;
söz, kelime ve anlam ağırlığını ancak bu sayfalar kaldırabilecektir.
Aslında doğaçlamalar sitesi de, bu çalışmaya zemin hazırlayan pratik kaynaklardan biri olarak, kendi başına soluk alıp verecektir, fakat felsefi alt yapısı için buraya uğrayıp, diğer derin yaşamlarla da buluşma olanağına her zaman muhtaçtır.
Ayrıca tabii her zaman ki gibi yıldızların yaşamlarından çıkmış nadide eserlere göndermelerimiz de olacaktır, yani (durmadan) okuyanlarla paylaşacak daha çok şeyimiz var.
Tekrar Hoşgeldiniz..
Aksanat
Beden ile buradan ilk yola koyuluşumuz, Aksanat etkinlikleri parelelindeki bu konuşma dizisiyle birlikte gerçekleşmeye başlıyor..
Atlanmış olduğu sanılmaması gereken bir alanı (felsefe) var etmeye çalışmak bize düşmezdi tabi, ama görünen o ki; bir çok felsefeci (kısmen bizim gibi) farklı alanlara dağılmış her halde..
http://cumhurkocalar-dans.blogspot.com/2008/05/bedene-bak-yaklamlar-ve-sanatlar-gilles.html
Konuşma metinlerini dinlerken aldığım notları, zaman zaman benzer yaşamlarımızdan da esinlenerek elimde olmadan, biraz da yorum katarak sizlere ulaştırmaya çalışacağım.
Bu metinler ancak burada, yani kendi (felsefe) yuvalarında canlılık kazanabilecek kadar güç toplayabilirler, o yüzden duyarlı bir zaman ve mekan kavramı içinde hep yeniden ele alınmak üzere onlara burada nefes verilmeye çalışılacaklardır.
Her ne kadar beden konusundaki tüm metaforlar ve tartışmalar, çağdaş dans alanı(mız) ile yoğun bir şekilde paylaşır olsa da;
söz, kelime ve anlam ağırlığını ancak bu sayfalar kaldırabilecektir.
Aslında doğaçlamalar sitesi de, bu çalışmaya zemin hazırlayan pratik kaynaklardan biri olarak, kendi başına soluk alıp verecektir, fakat felsefi alt yapısı için buraya uğrayıp, diğer derin yaşamlarla da buluşma olanağına her zaman muhtaçtır.
Ayrıca tabii her zaman ki gibi yıldızların yaşamlarından çıkmış nadide eserlere göndermelerimiz de olacaktır, yani (durmadan) okuyanlarla paylaşacak daha çok şeyimiz var.
Tekrar Hoşgeldiniz..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popüler Yayınlar
-
İnternet incelemeleri: http://www.felsefeforumu.com/ Yorum: Oku Düşün Sorgula Paylaş ... Öğren Geliş Geliştir Tartış .... Emek Bilgi Öz...
-
Kitap tanıtımı ve yorum özeti Kaynak : Virgül, 2009, Ocak Kitap : Gösteri Toplumu, Guy Debord, çev. Ayşen Ekmekçi, 2006, 256s., Ayrıntı Ana...
-
Duyuru Aksanat'ın son senelerde düzenlediği Deleuze - Felsefe Konferansları haftasına yaklaşırken, yeni çıkan kitapları okuyup hazırlana...
-
Konferans(lar) Ulus Paker'e ithaf edilen konuşma 11 Mayıs, Pazar: 18.30 • "Sipinoza: Bir Beden ne Yapar?" ...
-
Çağdaş Fransız filozofu Gilles Deleuze 1972-1986 yılları arasında Vincennes’de verilen derslerdeki metinlerden Ulus Baker’in katkılarıyla ya...
-
Konferans dizisi-1 Bugün 5 Mayıs Salı, saat: 18.00 - Éric ALLIEZ ‘Organsız beden nasıl yapılır?’ Ernesto Neto ’nun Anti-Leviathan'ı ...
-
Eşsiz bir sosyoloji-felsefe-psikiyatri/psikoloji (psikanaliz) ziyafeti ile dopdolu geçen şubat ayı, Ali Akay'ın sunumlarına katılım ve a...
-
* Konferanstan Notlar: Pek yakında! ** Konferanstan Notlar: http://felsefemiz.blogspot.com/2012/06/felsefe-farkyla-sanat-tarihinde.html A...
-
Felsefe Kulübü 'Mutluluk, sonsuz değildir.'' İnsan başta hiç mutlu değildir; ama bütün hayatını kendisini mutlu ede...
-
2013'ede girmişken ağdan bir kolaj: 4 yaşında bir keman ustası: https://www.facebook.com/photo.php?v=4909388692975 Eğitim http...