Sayfalar

28 Mart 2014 Cuma

Kitap

hayatımızın çoğunu belirlerlemiş
iki sihirli kelimeden yola çıkılırsa

http://norgunk.com/kitap/sinema-i-hareket-imge

2 Mart 2013 Cumartesi

Zeka, Algı, Farkındalık, Sorgulama, Bilinç ve Eğitim, Kitap, Kültür, Doğa ve Çevre

2013'ede girmişken ağdan bir kolaj:



4 yaşında bir keman ustası:
https://www.facebook.com/photo.php?v=4909388692975

Eğitim
http://imza.la/bilimsel-ozerklige-saldiriyi-kiniyoruz-seydi-hocamizin-yanindayiz/liste

Kitap
http://www.yemkitabevi.com/Urunler/lao-tzu-tao-yolu-ogretisi_9789944757805.html

Film (ve yitirdiğimiz sinemalar...)
http://divxplanet.com/sub/m/35629/Holy-Motors.html
http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=NWu9WjEcdbk

Kültür
http://www.youtube.com/watch?v=NJAzqngCmW4&feature=youtu.be


Doğa ve Çevre
http://www.youtube.com/watch?v=31LyiQqS2mw&feature=em-uploademail

Kanal hevesi
https://www.change.org/tr/kampanyalar/rt-erdogan-do%C4%9Fal-dengeleri-bozacak-cilginproje-kanal-istanbul-derhal-iptal-edilsin#

11 Ocak 2013 Cuma

Schopenhauer-Mutluluk

‎'Mutluluk, sonsuz değildir.''

İnsan başta hiç mutlu değildir; ama bütün hayatını kendisini mutlu edeceğini sandığı bir şeyin peşinde çabalayarak geçirir; nadiren amacına ulaşır, ulaştığında da yalnızca düşkırıklığıyla karşılaşır. Sonunda bir enkaz gibidir ve limana direkleri ve donanımları yok olmuş bir şekilde gelir. Ondan sonra da mutluluk ya da mutsuzluk aynıdır. Çünkü hayatı içinde bulunduğu her dakika yok olan andan fazlası değildir ve şimdi de sona ermektedir.
(Schopenhauer)

Alıntı derleme kitap: Bilgelikle Yaşama Sanatı
Temin; D&R link http://bit.ly/ZA5bp2
Kitapyurdu; http://bit.ly/SekJcR

kütüphaneci - 1947


Yıl 1943.
Genç Mustafa’nın tayini kütüphaneci olarak Ürgüp Tahsin Ağa Kütüphanesi’ne çıkar. Devlet memurluğu o dönemde süper bir şey, çünkü özel sektör falan yok. Bizimki kütüphanede heyecanla okurları bekler; bir gün olur, beş gün olur, gelen giden yok.

Etraftakilerle konuşur, herkese anlatır:

“Bakın kütüphane bomboş duruyor, gelin kitap okuyun.” Gelen giden olmaz. Amirlerine durumu bildirir.

– Kardeşim otur oturduğun yerde, maaşını düzenli alıyon mu, almıyon mu?
– Alıyorum.
– Eee, o zaman ne karıştırıyon ortalığı, gelen giden olsa maaşın mı artacak? Başına daha fazla bela alacan, o kütüphaneye yıllardır kimse gelmez zaten…

23 yaşındaki genç memur “Ne yapayım, ne yapayım?” diye düşünür durur. Sonunda aklına bir fikir gelir, eşine söyler. Eşi önce “Deli misin bey?” der, ama kocasının bir şeyler üretme, işe yarama çabasını yakından görünce fikri kabullenir.

O dönem devletteki amirlerinin çıkardığı tüm engellerin tek tek, binbir güçlükle üstesinden gelir.

Çünkü o zaman da şimdiki gibi, “Aman bir şey yapmayalım da başımıza bir iş gelmesin. Çalışsan da aynı maaş, çalışmasan da“ zihniyeti aynen var.

O bıyıklı, kravatlı, asık yüzlü, sigara kokan, arkalarındaki Atatürk resminden utanmayan, ama ülkesine gram faydası da olmayan bürokratları zorlukla ikna eder ve bir eşek alır.

İki tane de sandık yaptırır. İki sandığa, kalınlığına göre 180-200 kitap sığar. Sandıkların üstüne “Kitap İare Sandığı” yazar. Kitapları eşeğe yükler ve köy köy gezmeye başlar.

Kütüphaneye de bir yazı asar:

“Sadece Pazartesi ve Cuma günleri açıyoruz.”

Köydeki çocuklar şaşırır.
Eşeğe bir sürü kitap yüklemiş bir amca, o gariban çocukların küçücük ellerine kitapları verir. Düşünün, Noel Baba gibi. Noel Baba yalan, Mustafa Amca ise gerçek. Geyikler yerine eşeği var.

Eşek de daha gerçek, Mustafa Amca da.

“Çocuklar bunları okuyun, aranızda da değişin. On beş gün sonra aynı gün gelip alacağım. Aman yıpratmayın, diğer köylerdeki arkadaşlarınız da okuyacak” der.

Mustafa artık Ürgüp’teki kütüphanede bir iki gün durmakta, diğer günler eşeği Yüksel’le köy köy gezmektedir.

Köylerdeki çocuklar Eşekli Kütüphaneciyi her seferinde alkışlarla karşılarlar. Kalpleri küt küt atar heyecandan, sevinç içinde yeni kitapları beklerler. Mustafa Amca‘nın ünü etrafa yayılır. Diğer devlet memurları makam odalarında sıcak sıcak oturup iş yapmazken, Mustafa’nın eşeği Yüksel yediği otu hepsinden fazla hak etmektedir.

Zamanla insanlar kütüphaneye de gelmeye başlar.

Mustafa bakar ki kütüphaneye kadınlar hiç gelmiyor.

Zenith ve Singer’e mektup yazar:

“Bana dikiş makinesi yollayın, firmanızın adını kütüphanenin girişine kocaman yazayım“ der. Zenith dokuz tane, Singer bir tane dikiş makinesi yollar (ilk sponsorluk faaliyeti). Salı günlerini kadınlar günü yapar. Kumaşı alan kadın kütüphaneye koşar. On makine yetmediği için sıra oluşur. Sırada bekleyen kadınların eline birer kitap verir, beklerken okusunlar diye. Okuma-yazma oranının düşüklüğünü görünce halkevlerine okuma yazma kursları vermeye gider. Halıcılık kursları başlatır, bölgede halıcılığı canlandırır. Bu arada valilik Mustafa hakkında dava açar, “kendi görev tanımı dışında davranıyor” diye. 50 yaşına gelen Mustafa Amca baskıyla emekli edilir.

Mustafa Amca köylüler arasında efsane olur, yıllar geçtikçe köylerdeki çocuklarda okuma aşkı yerleşir. 2005 yılında Mustafa Amca vefat eder. Tüm Kapadokya çok üzülür, aralarında toplanırlar. Ürgüp’e Eşekli Kütüphaneci Mustafa Güzelgöz ve eşeğinin heykelini dikerler.

Girişimcilik ne biliyor musun?

Bulunduğun yere yenilik katmalısın.

Mutlaka adım atmalısın.

Yaptığın iş olduğu yerde durup duruyorsa, sende bir uyuzluk vardır arkadaş. İnsan var, dokunduğu yere değer katar; insan var, dokunduğu yere değer kaybettirir.

Bakın Nevşehir’den ve bu ülkeden nice müdür, amir, vali, bürokrat, milletvekili, politikacı geçti; binlercesinin adını kimse hatırlamaz ama Mustafa Güzelgöz ve eşeğinin heykeli var.

(alıntı)
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=467220293313368&set=a.176036012431799.35936.160924380609629&type=1

14 Temmuz 2012 Cumartesi

Felsefe forumu

İnternet incelemeleri:

http://www.felsefeforumu.com/
Yorum:
Oku Düşün Sorgula Paylaş ... Öğren Geliş Geliştir Tartış ....
Emek Bilgi Özgürlük ...
Kayıt: 17 Nis 2009, 02:19
Son ziyaret: 14 Tem 2012, 19:14
Toplam mesajlar: 4060
[Tüm mesajların 20.91% / Ortalama her gün 3.43 mesaj]
Kullanıcı mesajlarını ara
En çok aktif olunan forum: Serbest Felsefi Tartışmalar
[ 375 Mesaj / Kullanıcı mesajlarının 9.24% ]
En çok aktif olunan başlık: Grup Terapisi
[ 119 Mesaj / Kullanıcı mesajlarının 2.93% ]

Yaşamın ve çalışmanın temel amacı, kişinin başlangıçta olmadığı kişi olmasıdır.
M.Foucault

1 Haziran 2012 Cuma

Felsefe farkıyla sanat tarihinde analizler üzerinden imgeler dünyasında yaratıcılık

Kaynak: http://felsefemiz.blogspot.com/2012/05/deleuze-ve-cagdaslar-seminerleri-akbank.html 
2.GÜN KONFERANSINDAN:

Eylem halindeki resim sanatından arka plan örneklerle sanat tarihi ve felsefe karşılaştırmalı yeğinlikler üzerinden yaratıcılığın ortaya çıkışını destekleyen analitik yaklaşımlarıyla filozofların* dolayımlı yol alışlar içerisinde, birbirleriyle ilginç bir şekilde imajlar dünyasının ikonografik/figüratif düzeni alt üst eden derinliklerinde buluştuğu sınır noktalara (Nice, Kant vd. desteğiyle)* yolculuklarının gölgesinde; öznelliğin çatlaklarından sızan yaratıcı yoğunlukların keşfine yönelim konu edinilmiş bir konferans...

Aktörlerden çok rollerin, mekanların hatta fikirlerin önemi, hareketin yaratıcısının aslında beden olmadığını ve yoğunlukların dramatürjisinin dönüşümü tetikleyici yanıyla sahnede önem kazandığını vurgulayan felsefi okumalar üzerinden, tiyatro ve dans performans alanına da ışık tutarak gerçekleşen konferans, özlemi duyulan pek çok niteliği de birarada taşıyor.

*Kaynaklar:
  • Türlerin kökeninden, hayvanların duygularına Darwin ile,
  • Bölününce doğası değişen canlılara vurgusuyla ve güç sorgusuyla Nice,
  • Semptomatik yaklaşımlarıyla Freud,
  • Hegel'den Mary-Anne Ponti'ye uzanan çizgiye karşıt,
  • Kozmik esin kaynaklarındaki filolojik saptamalarıyla Deleuze'e
  • Leo HUBERMAN
göndermeler eşliğinde doyurucu bir konferanslar dizisine tanık olan İstanbul felsefe severleri bu şanslarını yine en iyi şekilde kullanıp paylaşımlarını sürdüreceklerdir, umarım.

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Deleuze ve Çağdaşları seminerleri - Akbank Sanat - bu hafta

* Konferanstan Notlar: Pek yakında!
** Konferanstan Notlar: http://felsefemiz.blogspot.com/2012/06/felsefe-farkyla-sanat-tarihinde.html

Akbank Sanat'da Gilles Deleuze üzerine İstanbul'da yapılan kolokyum dizisinin yedincisi bu sene Deleuze'ün dönemindeki düşünürlere odaklanıyor. Gilles Deleuze'ün etki aldığı veya etki verdiği araştırmacılar üzerine düşünülecek ve konu tartışmaya açılacaktır.

Deleuze ve Çağdaşları seminerleri Akbank Sanat'ın, İstanbul Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle, uzun zamandan beri gerçekleştirdiği sanatsal ve felsefi yaklaşım dizisinin devamıdır. Ali Akay'ın düzenlediği bu seminer dizisinde Gilles Deleuze'ün düşüncesinin çağdaşı düşünürler ile olan ilişkisini ele alınacaktır. Ali Akay, David Lapoujade, Pierre Montebello, Ahmet Soysal, Bertrand Prévost ile Pierre Zaoui'nin konuşmaları bu seminer dizisinin yönünü belirleyecektir.

Konferanslarda simültane çeviri yapılacaktır. Etkinlikler ücretsizdir.
:
 
28 Mayıs Pazartesi 18.30 Pierre Zaoui - "Michel Foucault"   *


29 Mayıs Salı 18:30 Bertrand Prévost - "Georges Didi-Huberman"   **


30 Mayıs Çarşamba 18:30 Pierre Montebello - "Jacques Ranciere"


31 Mayıs Perşembe 18:30 David Lapoujade - "Pierre Clastres"


01 Haziran Cuma 18:30 Ali Akay- "Georges Dumezil"


02 Haziran Cumartesi 18:30 Ahmet Soysal - "Jean-François Lyotard"

Salon kapasitesi sınırlıdır. Etkinliğin davetiyeleri etkinlik saatinden bir saat önce Akbank Sanat gişesinden alınabilir.

http://www.akbanksanat.com/web/140-6109/


Popüler Yayınlar

Kitaplar Yazarlar Okuma Yorum Özet Yayın Kütüphane Kaynak Cumhur KOCALAR İSTANBUL TURKEY

Psikodrama Grup Terapi Psikoloji Okul Eğitim Tiyatro An Felsefesi Cumhur Kocalar İstanbul Turkey